Araç değer kaybı, trafik kazası veya başka bir sebeple oluşan hasar neticesinde aracın onarım masrafları karşılandıktan sonra ikinci el değerinin, hasarsız hale kıyasla azalmasıdır. Yani araç tamir edildikten sonra, piyasada aynı model ve donanıma sahip bir aracın, kaza geçirmemiş muadillerine oranla daha düşük fiyata alıcı bulması durumudur. Bu kayıp, araç sahibinin uğradığı maddi zararın önemli bir parçasını oluşturur ve sigorta şirketlerinden tazmin edilmeye hak kazanır.
Araç değer kaybı tazminatı talebi için hazırlanan dilekçede, kazanın tarihi, yeri, araç bilgilerinin yanı sıra kaza tespit tutanağı ve eksper raporuna atıf yapılmalıdır. Dilekçede ayrıca talep edilen değer kaybı miktarı açıkça yazılır, hesaplama yöntemi özetlenir ve varsa önceki onarım faturaları eklenir. Net ve detaylı bir metin, sigorta şirketi veya mahkeme sürecini hızlandırır.
Başvuru öncelikle aracın kayıtlı olduğu sigorta şirketine veya Trafik Sigortaları Bilgi Sistemi (TSB) üzerinden online olarak yapılır. Sigorta şirketine yazılı talep ve dilekçe ile başvurulduğunda, eksper ataması gerçekleştirilir; eksper hasarı inceler ve değer kaybı tutarını belirler. Eksper raporunun sigorta şirketine iletilmesiyle tazminat süreci başlatılır.
Sigorta şirketine başvuru, kaza tarihinden itibaren 1 yıl içinde yapılmalıdır; aksi halde zamanaşımı nedeniyle talep hakkı kaybolabilir. Kaza sonrası araç tamiri ve eksper raporunun düzenlenmesi tamamlandıktan sonra, gecikmeden başvuru yapmak, kanıtların eksiksiz toplanmasını kolaylaştırır.
Kaza tespit tutanağına göre sorumlu olan tarafın trafik sigortası, araç değer kaybı tazminatından yükümlüdür. Sorumluluk oranı sigorta poliçesi ve TCK’da belirlenen kusur oranları çerçevesinde belirlenir.
Sigorta şirketi, eksper raporunda tespit edilen değer kaybı tutarını ödemekle yükümlüdür. Bu yükümlülük, temerrüt faizi ve yargılama giderleri dahil olmak üzere, yasal süresi içinde yerine getirilmezse ek cezai sorumluluk doğabilir.
Sigorta şirketine yazılı dilekçe ve eksper raporu ile başvurulur. Online sistem üzerinden takip edilebilen dosya numarası verilir. Sigorta şirketi, raporu inceledikten sonra kabul veya ret kararını belge ile bildirir.
Araç değer kaybı, piyasadaki benzer araçların satış fiyatları, aracın yaşı, kilom etresi ve hasar geçmişi göz önüne alınarak eksper tarafından belirlenir. Bu tespit, genellikle piyasa araştırması ve fiyat listeleri doğrultusunda makul bir yüzde üzerinden hesaplanır.
Hesaplama formülü, onarım sonrası araç değeri ile hasarsız araç değeri arasındaki fark üzerinden yürütülür. Onarım faturası ve araç ruhsat değeri dikkate alındıktan sonra, kasko katalog değerleri referans alınarak net değer kaybı miktarı çıkarılır.
Tahkim başvuru harcı, talep edilen tazminat tutarına göre değişen oranda belirlenir. Masraf, genellikle talebin %1-2’si arasında olup, komisyon kararının lehine olması durumunda masraf karşı taraf üzerine yansıtılabilir.
Sigorta tahkim komisyonu kararı bağlayıcı değilse veya başvuru hakkı yoksa, Asliye Hukuk Mahkemesi’nde tazminat davası açılabilir. Dilekçede talep tutarı, eksper raporu ve masraf cetveli eklenir.
Trafik kazası kaynaklı değer kaybı talepleri için 2 yıllık zamanaşımı süresi uygulanır. Dava süresi ise, mahkeme iş yüküne göre ortalama 6-12 ay arasında değişir.
Tazminat davalarında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi, yetkili mahkeme ise davalının ikamet veya merkezinin bulunduğu mahkemedir.
T.C. ……………… HUKUK MAHKEMESİ’NE
DAVACI : Adı Soyadı, T.C. Kimlik No, Adres
KONU : … TL değer kaybı tazminatının tahsili istemidir.
1. 01/01/2025 tarihinde … plakalı aracımla katıldığım trafik kazasında … kusuru tespit edilmiştir.
2. Yetkili serviste onarım masrafları … TL olarak gerçekleşmiş, eksper raporu … tarih ve … sayılı raporda değer kaybı … TL olarak hesaplanmıştır.
3. Sigorta şirketine 15/02/2025 tarihinde yaptığım yazılı başvuruya yanıt alınamamış/ret edilmiş.
HUKUKİ SEBEPLER : TMK m.49, 50; Borçlar Kanunu m.113 vd.
DELİLLER : Kaza tutanağı, tamir faturası, eksper raporu, TSB kayıt örneği.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının … TL değer kaybı tazminatını faiziyle birlikte davacıya ödemesine karar verilmesini saygıyla arz ve talep ederim.
Araç Hasar Bedelinin Sigorta Şirketi Tarafından Ödenmesi ( Ancak Araç Değer Kaybı İçin Bir
Ödeme Yapılmadığı - Haksız Fiil Nedeniyle Mahkemece Araç Değer Kaybının Belirlenmesi ve
Varılacak Sonuç Dairesinde Bir Karar Verilmesi Gerektiği ) Dosya içindeki bilgi, belge ve
açıklamalardan; davalının oturduğu evin balkonunda bulunan saksının davacıya ait aracın üzerine
düştüğü, aracın tavan kısmının çökerek hasara uğradığı ve sigorta şirketi tarafından eldeki bu davanın
açılmasından önce 19.6.2009 günü davacıya araç hasar bedeli olarak 2.183, 00 TL tazminat ödenmiş
olduğu anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde; davacının aracındaki hasar sebebiyle zararının daha fazla
olduğu belirtilerek araçta oluşan hasarın onarım bedeli için 1.590, 00 TL tazminatla birlikte değer kaybı
zararı için de 6.000 TL tazminat istenmiştir, yerel mahkemece benimsenen ve karara esas alınan bilirkişi
raporunda ise, sadece araçta oluşan hasarın onarım bedeli belirlenmiş ve onarım bedelinin 1.927, 81 TL
olarak hesaplandığı belirtilmiş; ancak, bu hasar sebebiyle araçta değer kaybı olup olmayacağı yönünde
herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır, yerel mahkemece de bu bilirkişi raporu yeterli
görülerek "davacının zararının sigorta şirketince karşılandığı" gerekçesiyle istemin tümden reddine karar
verilmiştir. Davacı, hasar onarım bedeli isteğinin yanı sıra hasar ve onarım sebebiyle aracının değerinin
düştüğünü ileri sürerek değer kaybı zararını da istemiştir. Sigorta şirketi tarafından davacıya hasar bedeli
için tazminat ödendiği, değer kaybı sebebiyle ise herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşılmaktadır, yerel
mahkemece, davacının aracının değerinde azalma olup olmadığı yönünde inceleme ve belirleme de
yapılmamıştır. Şu durumda yerel mahkemece yukarda açıklanan olgular gözetilerek araçta değer kaybı
olup olmadığının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılması ve varılacak uygun sonuca göre bir
karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle istemin tümden reddine karar verilmiş olması usul ve
yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. T.C. YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/8927 K. 2011/10635
Trafik Kazasından Kaynaklı Maddi Tazminat İstemi ( Araç Değer Kaybı İstemi - Bilirkişi
Raporunun Yetersiz Olduğu/Aracının Markası Yaşı Modeli ve Hasar Gördüğü Kısımları Dikkate
Alınarak Aracın Kaza Tarihindeki Hasarsız 2. El Satış Değerinin Tespiti İle Aracın Tamir
Edildikten Sonra İkinci El Satış Değerinin Tespit Edilmesinden Sonra Aradaki Farka İlişkin
Rapor Alınacağı ) Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Değer kaybı,
aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki
değeri arasındaki farka dair olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar
gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın
tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır. Somut
olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda araçtaki değer kaybı denetime olanak vermeyecek şekilde
belirlenmiştir. Bilirkişi raporu hüküm vermeye yeterli değildir.Bu durumda mahkemece, aynı bilirkişi
heyetinden, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza
tarihindeki hasarsız 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin
tespit edilmesinden sonra aradaki farkın hesaplanarak değer kaybı miktarının bulunması hususunda
ayrıntılı, denetime elverişli ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu
biçimde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. T.C. YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ E. 2016/1538 K. 2016/5657
ARAÇ DEĞER KAYBINDAN OLUŞAN MADDİ TAZMİNAT İSTEMİ ( Trafik Kazasından
Kaynaklı - Dava Dilekçesinde Davalıdan Talep Edilmeyen Araç Değer Kaybı Zararının Islah
Dilekçesiyle Talep Edilmesinin Mümkün Olmadığı )
Davacı taraf dava dilekçesinde, davalı A...'dan sadece araç hasar bedeli talebinde bulunmuş ( davaya
konu araç değer kaybı ve kazanç kaybının davalı A.'den tahsilini istemiş ); 18/11/2019 tarihli ıslah
dilekçesinde ise, araç hasar bedeli ile araç değer kaybının her iki davalıdan müteselsilen tahsilini talep
etmiş; mahkemece, ıslah dilekçesindeki talep doğrultusunda, davalı A... A.Ş. araç değer kaybından da
diğer davalı ile birlikte müteselsilen sorumlu tutulmuştur. 6100 Sayılı HMK'nın 26/1. maddesinde
"Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.
Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir" düzenlemesine yer verilmiştir. HMK'nın 176.
maddesi ve devam maddelerinde ıslah müessesesi düzenlenmiş olup, bu yolla, mahkemeye yöneltilmesi
gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava
konusunu veya istem sonucunu değiştirebilmesi imkanı sağlanmıştır. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya
da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması
şarttır. Bu hale göre yargılaması devam eden bir dava içinde, ıslah ile ikinci bir talepte bulunma olanağı
bulunmamaktadır. Islahla, dava konusu olmayan bir istemin dava kapsamına alınması mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle; dava dilekçesinde davalı A...'dan talep edilmeyen araç değer kaybı zararının, ıslah
dilekçesiyle bu davalıdan talep edilmesinin mümkün olmadığı; bu yöndeki kararın, dava dilekçesindeki
talebin aşılması mahiyetinde ve ıslah müessesine ilişkin yasal düzenlemelere aykırı olacağı gözetilerek,
davacının davalı A...'ya yönelik araç değer kaybı zararına ilişkin talebinin reddine karar verilmesi
gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, davalı A...'nın araç değer kaybı bedelinden sorumlu tutulması da
doğru olmamıştır. T.C. YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ E. 2021/9088 K. 2022/9432
Davacı Tarafın Gerek Davaya Gerekse Islah Talebine Konu Ettiği Maddi Tazminat Taleplerini
İki Yıllık Zamanaşımı Süresi İçinde İleri Sürmesi Gerektiği - Davacının Islah Yoluyla Taleplerini
Artırdığı Tarihin İki Yıllık Zamanaşımı Süresinden Sonra Olduğunun Gözetilmesi Gerektiği Dava,
trafik kazası sonucu oluşan araç hasarı, araçta meydana gelen değer kaybı ile kazanç kaybının tahsili
istemine ilişkindir. Mahkemece uyulmasına karar verilen Dairemiz'in bozma ilamında, davalının
zamanaşımı def'i hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmeyişinin hatalı olduğu belirtilmiş;
mahkeme ise, herhangi bir gerekçeye dayanmaksızın, mevcut dosya kapsamına göre davalının
zamanaşımı def'inin reddine karar vermiştir. 2918 Sayılı KTK'nun 109/1. maddesi hükmüne göre
"Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine dair talepler, zarar görenin, zararı ve
tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl
içinde zamanaşımına uğrar". Somut olayda, davaya konu trafik kazasının 04.03.2011 tarihinde meydana
geldiği, olayın maddi hasarlı trafik kazasından ibaret olduğu ve uzamış ceza zamanaşımının
uygulanmasını gerektirir bir durumun bulunmadığı dosya kapsamıyla sabittir. Bu itibarla, davaya konu
talepler yönünden 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olduğu; davacı tarafın gerek davaya gerekse ıslah
talebine konu ettiği maddi tazminat taleplerini 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde ileri sürmesi gerektiği de
aşikardır. Bu durum karşısında; davacı tarafın, davaya konu ettiği alacak miktarlarını 24.06.2013 tarihli
ıslah dilekçesiyle artırdığı; davalı ...Ltd. Şti. vekilinin ( ıslah dilekçesinin usulüne uygun şekilde
28.10.2013 tarihinde tebliği üzerine ) süresi içinde verdiği dilekçeyle, ıslahla artırılan kısım yönünden
zamanaşımı def'ini ileri sürdüğü; davacının ıslah yoluyla taleplerini artırdığı tarihin KTK'nun 109/1.
maddesindeki 2 yıllık zamanaşımı süresinden sonra olduğu gözetilerek; ıslah yoluyla artırılan kısımlar
yönünden zamanaşımı sebebiyle red kararı verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi
doğru görülmemiştir. T.C. YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ E. 2016/7239 K. 2017/8442
Pert Araçta Değer Kaybı Davası
Davacı tarafça, dava konusu kaza nedeniyle hasarlanan araçta oluşan 5.000,00 TL. değer kaybının
davalılardan tahsili talep olunmuş; mahkeme tarafından da hükme esas alınan uzman bilirkişi raporu ile
belirlenen 2.176,90 TL'lik araç değer kaybının davalılardan tahsiline hükmolunmuştur. Oysa, davacı
tarafın dava dilekçesinde, kaza sonucu davacı aracının pert olduğu ifade edilmiştir. Ayrıca davacı
aracında kaza nedeniyle 12.600,00 TL'lik hasar oluşması, davacı aracının kazasız 2. el piyasa değerinin
21.500,00 TL. olduğunun makina mühendisi bilirkişisi tarafından düzenlenen 16.12.2013 tarihli kök
rapor ve 17.03.2014 tarihli ek rapor ile saptanmış olması, davalı sigorta şirketi tarafından alınan ekspertiz
raporunda davacı aracındaki hasar bedelinin 20.500,00 TL. olarak tespit edilmiş olması hususları hep
birlikte gözetildiğinde; dava konusu kaza nedeniyle davacı aracı onarımının ekonomik olmadığı ve aracın
pert olduğunun kabulü zorunludur. Onarımı ekonomik olmayan davacı aracının pert total olarak
değerlendirilmesi gerekliliği ve pert olmuş araç nedeniyle davacının araç değer kaybı talep edemeyeceği
gözetilerek, bu alacak kalemi yönünden davacı talebinin reddi gerekirken kısmen kabulü yönünde hüküm
tesis edilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. Davacı vekili, aracın kullanılamadığı süre
içinde davacının bir başka araç kiralayarak ulaşım ihtiyacını ve ticari faaliyetini sürdürdüğünden bahisle
araçtan mahrumiyet zararının da tahsilini talep etmiştir. Mahkemece, hükme esas alınan makina
mühendisi bilirkişisinin 17.03.2014 tarihli ek raporunda, davacı aracındaki hasar onarımının 20 gün
süreceği kabul edilerek bu süre üzerinden araç mahrumiyet zararı hesap edilmiştir. Davacı aracı, ticari
kamyonet olup davacının ticari faaliyeti esnasında kullandığı araçtır. Yukarıda (2) nolu bentte ifade
olunan gerekçelerle, davacı aracının onarımının ekonomik olmadığı ve pert kabulünün gerekliliği
gözetildiğinde, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki, 20 günlük onarım süresine tekabül eden araç
mahrumiyet zararı hesabı yerinde değildir. Davacı aracının pert kabulünün zorunluluğu karşısında,
davacının emsal nitelikte yeni bir araç alması için gereken süre oranında araç mahrumiyeti zararı tespit
edilmelidir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu yön gözetilmeksizin, aracın onarımı için geçecek
süre üzerinden araç mahrumiyet zararı hesabı yapılmıştır ki rapor bu yönüyle hatalıdır. Bu durumda,
davacının kazada ağır hasarlanan ve onarımı ekonomik olmayan aracı yerine, emsal nitelikte yeni bir araç
alması için geçecek süre belirlenip, bu süreye tekabül eden araç kiralama bedelinin hesap edilmesi için
konusunda uzman bilirkişiden rapor alınması ve davacının araç mahrumiyeti zararına hükmedilmesi
gerekirken, eksik bilirkişi raporuyla saptanan 20 gün için araç kiralama bedeline hükmedilmesi doğru
görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. T.C. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E. 2015/5643 K. 2015/13009
Araç Değer Kaybı Konusunda Hesap Yapmaya Ehil İtü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen
Heyeti Gibi Kuruluşlardan Seçilecek Hasar Konularında Uzman Bilirkişi veya Bilirkişi
Kurulundan Rapor Alınması Gerektiği Dava, trafik kazası sonucu oluşan araç değer kaybının tahsili
amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı tarafça, iş bu davada araç
hasarı talep edilmemiş; ancak kaza sebebiyle araçta oluşan değer kaybı istenmiştir. Mahkemece
benimsenen 11.5.2015 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda 5.950,00 TL. değer kaybı tazminatına
hükmolunmuş ise de, mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda araç değer kaybı hesaplaması
doğru yapılmamıştır. Eksik inceleme ve hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre karar
verilemez. Bu durumda mahkemece, rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınması; ya da araç değer
kaybı konusunda hesap yapmaya ehil, İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurum
veya kuruluşlardan seçilecek hasar konularında uzman bilirkişi (makina mühendisi) veya bilirkişi
kurulundan tüm dosya kapsamına göre; davalının, davacı aracının 2013 yılındaki kazası sebebiyle eski
hasarı bulunduğu yönündeki itirazı da gözetilerek, davacı aracının modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı,
kilometresi vs. gibi hususlar gözönünde bulundurularak kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki 2. el
piyasa rayiç değeri (hasarsız haliyle) ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki
2. el piyasa değeri arasındaki fark (aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi) hususlarında
ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı
olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. T.C. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E. 2016/1741
K. 2016/5631
Gerçek Zarar Kapsamında Olduğu/Davalı Tarafa Ait Aracın Zmss Şirketi Olan Sigorta Şirketinin
de Sigortalının Kusur Oranına İsabet Eden Değer Kaybı Dava, trafik kazasından kaynaklanan ve
itirazın iptali şeklinde açılan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davalı Mapfre Genel Sigorta A. Ş.
davacı aracına çarparak hasarlanmasına sebebiyet veren, davalı tarafa ait aracın Zmss şirketidir. zmss
şirketi, zarar gören araçta meydana gelen gerçek zarardan sigortalının kusuru oranında ve poliçe limiti
dahilinde sorumludur. Kaza sebebiyle araçta oluşan değer kaybı da gerçek zarar kapsamındadır. Bu
sebeple davalı trafik sigortacısının değer kaybı zararından da sorumlu tutulması gerekir. Somut olayda,
davacı vekili müvekkiline ait araçta meydana gelen değer kaybı ve araç hasarının davalılardan tazmini
istemiştir. Bu durumda mahkemece davalı Mapfre Genel Sigorta A.Ş.'nin de davalı sigortalının kusur
oranına isabet eden değer kaybı ve araç hasarı toplamı 3.697,60 TL yönünden sorumluluğuna karar
verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde sadece araç hasarından sorumlu tutulması, değer kaybı
yönünden sorumlu tutulmaması doğru görülmemiştir. T.C. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E. 2013/12905
K. 2013/12891
Sigorta Araç Değer Kaybı Davası Somut olayda; davacı aracının meydana gelen trafik kazasında
hasara uğraması nedeniyle değer kaybı oluştuğunu iddia ederek, davalılar karşı araç sürücüsü ve
işleteninden zararının tazminini talep etmiştir. Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 23.12.2020 tarih
ve 2019/731 Esas, 2019/731 Karar sayılı dosyasında; aynı kaza nedeniyle sigorta şirketi Ethica Sigorta
A.Ş.'ye karşı açılan davada; değer kaybı 3.540,00 TL hesaplanmış, 10.10.2019 tarihinde sigorta şirketi
tarafından yapılan 2.012,00 TL ödeme mahsup edilerek 1.988,00 TL değer kaybının davalıdan tahsili ile
davacıya ödenmesine 23.12.2020 tarihinde kesin olarak karar verilmiş, icra takibi üzerine sigorta
şirketince 19.02.2021 tarihinde 2.597,86 TL değer kaybı ödemesi ve 2.099,53 TL vekalet ücreti olmak
üzere toplam 4.697,39 TL ödenmiştir. Eldeki davada ise; ticaret mahkemesinde kurulan hüküm ve hüküm
sonrası sigorta şirketince yapılan ödeme dikkate alınmadan karar verilmiştir. Kazaya karışan aracın trafik
sigortacısı ile eldeki davanın davalıları olan araç maliki ve sürücüsü, davacının zararından müteselsilen
sorumludur. Aynı zarar için müteselsilen sorumlu olanlardan herhangi birinin yapacağı ödemenin, diğer
tüm müteselsil sorumluları da borçtan kurtaracağı; davacının iki ayrı mahkemede müteselsil sorumlular
aleyhine dava açtığı ve aynı alacak için mükerrer ödemeye yol açacak tarzda iki ayrı hüküm elde ettiği
dikkate alınarak (davacının sebepsiz zenginleşmesini de önleyecek biçimde), Ankara 1. Asliye Ticaret
Mahkemesi tarafından verilen karar da gözetilmek suretiyle davalıların hukuki durumunun takdir ve
tayini gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi kararın kanun yararına bozulmasını
gerektirmiştir. T.C. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi E. 2023/4102 K. 2023/7796
Değer Kaybı Sigorta Limit Kapsamı Motorlu Kara Taşıtları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Genel
Şartları 1. maddesinde; "Sigortacı, işbu poliçede gösterilen aracın kullanılmasından doğan ve Karayolları
Trafık Kanununa ve Umumi Hükümlere göre aracın işletenine terettüp eden hukuki sorumluluğu ve bu
poliçe teminat kapsamında olmak şartıyla Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası hadlerinin üzerinde kalan
kısmını, poliçede yazılı hadlere kadar temin eder. İşbu sigorta, sigorta ettirenin haksız taleplere karşı
müdafaasını da temin eder" hükmü ile poliçede teminat kapsamında olmak kaydı ile ZMSS üzerinde
kalan kısmın İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortasının kapsamına gireceği açıklanmıştır. Davacı vekilinin
değer kaybına ilişkin talebi poliçede İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası klozunda teminat kapsamına
alınmadığından talebin reddi gerekirken kabulü hatalı olup bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
T.C. YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ E. 2022/8519 K. 2024/3449
Görevli Mahkeme Her ne kadar mahkemece, asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle
görevsizlik kararı verilmiş ise de; taraflar arasındaki uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır.
Kazaya karışan diğer aracın sürücüsü ve malikine haksız fiil sebebiyle genel hükümlere (6098 Sayılı
TBK 56) göre dava açılmıştır. Yine kazaya karışan davacıya ait araç hususi bir araç olup uyuşmazlık
tarafların ticari iş veya işletmesiyle ilgili değildir. Davalılar arasında trafik sigortacısı da
bulunmamaktadır. Bu nedenle, taraflar gerçek kişiler olup uyuşmazlık açısından tacir değillerdir. Dava
genel hükümlere göre açıldığından davanın genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinde
görülmesi gerekmektedir.Bu durumda mahkemece, yargılamaya devam edilip işin esası yönünden
varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru
görülmemiştir. T.C. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E. 2016/2518 K. 2016/2311
Görevli Mahkeme Dava, trafik kazası sebebiyle oluşan araç hasar bedeli, değer kaybı ve kazanç kaybı
istemine ilişkindir. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin görev alanı ticari davalardır. Ticari davalar ise 6102
Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4. Maddesinde sayılmıştır. Maddenin 1. Fıkrasında "Her iki tarafın da
ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri.." ifadesi ile her iki
tarafın ticari işletmesini ilgilendiren hususlardan doğan davalar nispi ticari davalar olduğu belirtilmiştir.
Davanın nispi ticari dava olması için, her iki tarafın tacir olması ve davanın konusunun her iki tarafın
ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğması gerekmektedir. Somut olayda davacının aracı tüp dolum
işletmesinde kullanılmaktadır ve davacı gerçek kişi tacirdir. Kazaya karışan diğer aracın maliki ise davalı
... Tur. A.Ş olup anonim şirkettir. Bu durumda somut dava, her iki tarafta tacir olup her iki tarafın ticari
işletmelerine kayıtlı araçların katıldığı trafik kazasından kaynaklanan bir ticari dava olup TTK'nun 5.
Maddesi gereği ticari davalarda görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir. HMK 1. Maddesi gereği
görev kamu düzeni ile ilgili olup hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Mahkemece, asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi
gereği dava şartı yokluğu sebebiyle davanın görev sebebiyle usulden reddi gerekirken işin esasına
girilerek yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. T.C. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E.
2015/17176 K. 2016/4198